MENU
Antik Tiyatro

Antik Tiyatro

1960 yıllarının başında tiyatroyu kazmaya karar veren Prof. Dr. Erim için en önemli sorun, tiyatronun üzerinde yer alan Geyre köyünün evleri idi. Tiyatro önce eski evlerin sakinleri Yeni Geyre köyünde yeni yapılan evlerine taşındılar. 1966 yılında kazıya başlandı. İki bölümlü oturma sıralarının alt bölümü (alt kavea) ve sahne binasının alt katı sağlam olarak ele geçti. Kazılar sonucu tarih öncesi ve tarih sonrası devirlere ait, tiyatronun koruma altına alınmış kısmı ve çok sayıdaki heykel ve kabartmalar kadar, birçok değerli sanat eseri bulunmuştur. Ayrıca sahne binasında birçok heykel bulundu.

Kentin güneyinde yer alan 24m yüksekliğindeki höyük, 7. yy dan sonra gözetleme yeri olarak kullanılmıştır. Tepenin batı yamacı boyunca kazılan hendeklerde, pitoslar, kerpiç duvarlar, pek çok ev aleti ve idoller ele geçmiştir. Pekmez tepede de yapılan çalışmalarda ele geçen çömlekler ve iki idol buranın geç neolitik, geç kalkolitik ve erken bronz çağlarına tarihlenmektedir. M.Ö. 1. yy.ın 2. yarısında akropolün doğu yamacının oyularak inşa edilmesiyle, şehir tiyatrosu yapılmıştır. Kazı çalışmaları öncesinde, tamamen eski Geyre evleri ile kaplı olan Akropoldeki kazılar, National Geographic Society’nin desteği ile başlatılmıştır. Şimdiki durumuna bakarak, tiyatronun 2. yy.da ve Bizans döneminde birtakım onarımlardan ve değişimlerden geçtiğini söyleyebiliriz.

Aphrodisias kentinin yazgısını değiştiren Zoilos, tiyatroyu da yaptıran kişidir. Bunu İ.Ö. 1. yüzyılda yapılmış olan sahne yapısının üzerindeki yazıttan anlıyoruz. Yazıta göre, bu kompleks Julia Zoilos’un Tanrıça Afrodit ve kent halkına armağanıdır. Yine bu yazıtlara dayanarak tiyatronun İ.Ö. 27 yılından önce bittiğini söyleyebiliriz.

Tiyatro Akropol tepesi adı verilen höyüğün doğu kısmı oyularak yapılmıştır. İki bölümden oluşan oturma sıralarının üst kısmı Bizans devrinde kale yapılırken sökülmüştür. Sahne binası Anadolu’nun en eski üç katlı sahne binasıdır. Dor, İon ve Korint tarzları yer almaktaydı. Müzede sergilenen Apollon ve Melpomene heykelleri burada bulunmuştur. Bunların dışında boksörler ve Afrodit’in büst heykeli de tiyatro kazılarında ele geçmiştir.

Aphrodisias tiyatrosunun ortasındaki yarım yuvarlak orkestra kısmı, imparator Marcus Avrelius (161-180) zamanında, oturma sıralarının alt basamakları sökülerek derinleştirilmiş ve konista haline getirilerek arena gibi kullanılmıştır.

M.S. 2.yy da gladyatör savaşlarına uygun hale getirmek için birçok yapısal değişimler yapılmıştır. Bina siteleri genişletilmiş ve vahşi hayvanların yetiştirildiği oda olan “cavea” ile birleştirilmiş ve birkaç koridor eklenmiştir. Sahne binası 4. yy.daki depremde büyük zarar görmüş, onarılmış ve 7.yy.daki depremle Cavea’nın üst kısmının yıkılmasını takiben ve bir bölümünün dolmasıyla Bizans halkı orkestra ve site binalarını doldurmuş ve bunların üstüne ev yapmışlardır. Tepeyi, surlar ve kulelerle çevreleyerek burayı bir kaleye dönüştürdüler. Kazılar sırasında bulunan en enteresan ve ilgi çekici bulgu Zoilos’un kabartmasıdır. Zoilos, Aphrodisias ve Roma arasında iyi ilişkiler kurulmasında etkili rol oynayan ve şehrin vergisinden muaf olmayı başaran Octavian’ın kölesidir. Tiyatronun bazı kısımları Zoilos tarafından Aphrodite ve Aphrodisias’ın vatandaşlarına hediye olarak vermiştir. Tiyatronun ilk yapıldığı yıl olan 1. yy. sahne binasının üzerindeki ithaf yazısında belirtilmiştir. Proskenion’daki yazıtta Zoilos, “Kutsal Julius’un oğlunun (Octavianus’un) serbest bıraktığı adam” olarak tanımlanır. M.S. 2. yy.da tiyatroda değişiklikler yapılarak, daha farklı gösteriler için kullanılması da sağlanmıştır.

Aphrodisias tiyatrosu İ.S. 2. yüzyıl ve Bizans döneminde birtakım onarımlar görerek değişikliklere uğramıştır. Sahne binası da İ.S. 4. yüzyılda ki depremle büyük hasar görmüş, İ.S. 7. yüzyıldaki büyük depremle de tamamen yıkılmıştır. Bu depremle tamamen yıkılan üst kavea da düzeltilerek buraya evler yapılmıştır. Sonradan tepenin de etrafı sur ve kulelerle çevrilerek burası kale haline getirilmiş ve tiyatro çöplük olarak kullanılmıştır.

Sahne binasının içinde, tonozlu, orta büyüklükte 6 tane giyinme odası yada depo bulunmaktaydı. 5m yüksekliğinde ve 15m uzunluğunda, iyi korunmuş olan bu sahne binasında, Hellence yazıtlar mevcuttur. Müzede sergilenen 2 boksör heykeli, Demos heykeli, Melpomenne ve Nike heykelleri, sahne ön yüzünün olduğu yerde bulunmuştur. Sahne binasının kuzey duvarı arşiv olarak adlandırılmıştır. Bu duvar üzerindeki yazıtlar Aphrodisias kenti ile ilgili önemli yazışmaları içermektedir. Bunlar imparatorların kente verdiği ayrıcalıklar ve özel senato kararlarıdır. Örneğin bir yazıtta tapınağa Sezar tarafından hediye edilen altın Eros heykelinin, çalınarak Efes’deki Artemis tapınağına götürülmesi ve sonradan geri alınmasından söz etmektedir. Kentin Hıristiyanlaşmasından sonra bu yazıtlardaki Aphrodisias ve Aphrodithe isimleri kazınmıştır.

Comments are closed.